Türkiye’deki Dolar enflasyonu ABD’den daha yüksek

Türkiye’de enflasyon sorunu oldukça fazla dile getiriliyor. Oysa gerçek sorun pek söylenmiyor. Son birkaç aydır bu konuya ara ara değindim lakin yeterince ilgi çekmediği de belli.

Aslında konunun özeti şu: Türkiye’de ne oldu da fiyatlar Dolar bazında Euro bazında çok arttı? Ve bize ne oldu da Yunanistan bizden ucuz, İtalya bizden ucuz, Almanya bizden ucuz hale geldi.

Yani meselemiz hem TL enflasyonu hem de Dolar enflasyonu oldu.

Biliyorsunuz ABD’de ve Avrupa’da pandemi esnasında dağıtılan büyük paralar, pandemi sonrasında sert fiyat artışlarına yol açtı. Aynı sırada Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı da enerji fiyatlarına artırınca son dönemlerin enflasyon rekorları geldi.

ABD’de 2021 Mayıs ayında 100 dolar olan bir ürünün fiyatı 2024 mayıs ayında 116,8 dolara çıktı. Şu anda enflasyon 3,3 ama üç yıllık $ enflasyonunun toplamı %16,8 oldu.

Şimdi bize gelelim.

2021 Mayıs ayında 589,1 dolar olan konut fiyat endeksi Nisan 2024 itibari ile 1.092,3 dolara yükselmiş durumda. Konut fiyat endeksinin $ bazında artışı %85

Türk-İŞ açlık sınırına bakalım:

Mayıs 2021’de 2.830 TL, yani 339,5 $. Bu yıl mayıs ayında ise 18.969 TL, yani 589,2 $. Açlık sınırı enflasyonu TL bazında son 3 yılda %526 oldu ve biz bunu tartışıyoruz. Oysa açlık sınırının dolar bazında %62 arttığını hiç tartışmıyoruz. 

ABD’de 3 yılda dolar enflasyonu %16,8 oluyor ama Türkiye’de 3 yıllık dolar enflasyonu %62… Ve biz bunu nedense hiç tartışmıyoruz.

Şu notu düşeyim: Bazı durumlarda kur sert artar ve fiyatlar geriden gelir. Nitekim 2021 aralık ayında böyle oldu ve açlık sınırı 300 dolara kadar düştü. Ama biz 2021 mayıs ayından bu yana değerleri aldığımız için ortalama fiyatlar zaten oluşmuş durumdaydı.

***

Sadece fiyatlar mı dolar bazında arttı?

Mayıs 2021’de asgari ücret 339 $ iken bugün (Mayıs 2024) asgari ücret 528 $’a ulaştı. Asgari ücretin dolar bazında artış oranı %55,6

Türkiye’de tüm çalışanların SGK kayıtlarına göre ortalama ücreti Mayıs 2021’de 521,9 $ seviyesindeyken şimdi (Nisan 2024) 852,4 $’a çıktı.Ortalama ücretin dolar bazında artışı da %63,3.

Ama bir noktayı daha belirtmemiz gerekiyor. Türkiye’de dolar bazında yüksek enflasyon özellikle son 1-1,5 yılda yaşandı.

Hatırlarsanız 2021 kur şoku sonrası Edirne’ye Bulgarlar ve Yunanlılar alış-veriş için akın ediyordu. Şimdi Edirne’dekiler ucuz alış-veriş için Yunanistan’a gidiyor. Hatta Yunan adaları ucuzluk cenneti olarak Türklerin akınına uğramış durumda. Yurtdışı harcına yeni verginin gelmesi de sırf bu yüzden.

***

Gelelim sorunun kaynağına. Ne oldu da Türkiye’de fiyatlar dolar bazında bu kadar artış gösterdi?

Bence sorunu teşhis edemezsek çözüme de ulaşamayız.

Mesela Mehmet Şimşek aşırı talebe dikkat çekerek enflasyonu durdurmak istiyor. Aşırı talep kesinlikle doğru tespit.

İyi ama aşırı talep nereden geliyor? Ücretlerdeki $ bazlı artışlar mı aşırı talebi oluşturdu?

İthalatta tüketim malı çılgınlığı adeta gözümüzün içine girmiş durumda. İthal malı tüketimi yıllık 52 milyar dolar sınırına dayandı. Bu tutar geçen yıl 37,7 milyar dolar seviyelerindeydi. Acaba bu ithal malı tüketimini ücretliler mi körüklüyor?

Özellikle otomotiv ve dayanıklı tüketim malı ithal ediyoruz. Oysa her iki alanda da Türkiye önemli bir üretici ülke. Hatta otomobilde satışlar (ilk 6 ay) yüzde 7,3 artarken ithal otomobil satışları %13,8 artmış. Yani terli otomobil satışları azalmış…

Bu yıl özellikle dayanıklı tüketim malı ithalatı patlamış durumda. Oysa Türkiye dayanıklı tüketim malı imalatında Dünya 2. konumunda. Ama biz illa ithal tüketeceğiz derdindeyiz.

Bodruma sakın gitmeyin çünkü oradaki fiyatlar bambaşka bir Türkiye’ye işaret ediyor. (Ben gitmedim, gidenlere soruyorum)

Bence Mehmet Şimşek yurtdışına harcı artıracağına Bodrum’un kapısına vergi teftişi yollasın. Oradaki her harcamanın gelire oranını sorgulasınlar. Ortaya çıkacak vergi inanın Türkiye’yi kurtarır.

Evet, ortada ne faize ne de fiyata bakmadan tüketen çılgın bir kesim var. İthal araba ve ithal tüketim malı verileri bunu gösteriyor. Ve çılgın tüketiciler özellikle fiyat belirlemede piyasa dengelerini alt-üst ettiler.

***

Gelelim işin püf noktasına.

Aşırı talep var; çılgın gibi tüketiyoruz ama şirketlerin karlılığı hızla geriliyor. Bu nasıl bir denge?

Bakın bugün özellikle sanayi sektörü çok ciddi zorda. Firmaların karları birdenbire zarara dönüştü.

Reel sektör çok ciddi sıkıntılar içinde ama Türkiye’de Sanayi Odalarından ses çıkmıyor. Sanayi Odaları adeta Hükümetin karanlık odalarına dönüşmüş durumda.

Ya ihracatçı… Bu fiyatlarla ihracatın sürdürülebilirliği çok zor. Yükselen ürün fiyatlarına ne kadar pazar bulacaklar? Zararına satışla ne kadar daha sürdürecekler bu dengesiz ekonomik ortamı.

Onlardan da adeta kur artışı düşünde ses çıkmıyor. Hepsi muallak bir suçlu arayıp çözüme yol göstermiyorlar. Oysa sorunun temeli Nass.. denilerek oluşturulan fantezi ekonomik modeliydi. Gerçi onu da alkışlayanlar zaten kendileriydi.

Hadi bakalım şimdi ne olacak?

Ya fiyatlar TL bazında da düşecek; ya da kur artışı ile dolar bazında düşecek. Bakalım ne olacak ama bu işin böyle süremeyeceği kesin… Fantezi bitti.