Ne zaman MHP'den bir açıklama gelse, gözler hemen Cumhur İttifakı'nın geleceğine çevriliyor. Mesajlara, sistematik olarak özel anlamlar yükleniyor, hatta bir adım ileri gidenler "kriz senaryosu" dahi yazıyor.
Elbette, siyasal kimliklerin korunduğu, ilkesel temeller üzerine inşa edilen ittifak ilişkisinde özgün fikirler beyan edilmesi veya net duruşlar gözlenmesi işin doğası gereğidir. Cumhur İttifakı'nı gerekli ve halen sürdürülebilir kılan karakteristiği, "Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet" düsturu etrafında şekillenen "Milli Beka" okuması ve ortak paydasıdır. Etnik bölücülük, siyasi ve ekonomik istikrarı hedef alan 5. kol faaliyetleri, milli önceliklerle çelişen yargısal kararlar, kayıt dışı politik veya bürokratik oluşumlar...
MHP'nin baştan beri hassas olduğu ve her fırsatta tavır aldığı konuların özünü teşkil ediyor.
***
Dün, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in yaptığı paylaşım ve değindiği hususlar, gerçekçi ve üzerinde düşünmeye değerdi...
Özdemir, son günlerde FETÖ terör örgütü bünyesinde başlayan iç hesaplaşmayla birlikte ortaya saçılan ifşaata ve siyasetteki sıcak karşılığına dikkati çekiyordu.
"Önce MHP'yi bölmeye çalışan, ardından 15 Temmuz ihanetgirişimini hazırlamaya koyulan siyasi oyunların, takip eden süreç içerisinde MHP'nin sahip olduğu toplumsal desteği de bölmek üzere hesaplandığı anlaşılmaktadır" ifadesi de not edilmeye değerdi!
Bu tespiti takiben... İsim vermeden proje diye nitelendirdiği İYİ Parti'yi ve 6'lı Masa'yı kuran üst aklı sorgulaması da öyle rutin beyan gibi geçiştirilecek cinsten değildi.
İlaveten...
Ülkü Ocakları'nın içine el atmaya çalışan, güya kimilerine de sahip çıkıyormuş görüntüsü veren sol medyanın, FETÖ ile süregelen fiili ortaklığının gidererek deşifre olduğunu vurgulaması da ibretlikti.
***
Bugün gelinen noktada...
İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi'nin siyasal damarlarının çeperlerine yerleşen paralel unsurlara odaklanması ne kadar gerekli ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de "Atatürk'ün partisine bulaşan sızıntı unsurlara karşı tetikte olması" da o kadar gerekli!
Belli ki...
FETÖ, ABD ve Avrupa ekseninde kullanışlı enstrüman olarak ikiye bölünmekte. Kemal Kılıçdaroğlu, bilinçli bir biçimde FETÖ'nün Amerikan ekolüne yaklaştırılmaya çalışıldı, o da buna prim verdi.
Özgür Bey'in uyanık kalması zaruri gelişme ise FETÖ'nün Avrupa kanadının tesirinden uzak kalmayı başarıp başarmamasıyla ilgili olacak!