Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’la CHP Genel Başkanı Özgür Özel yarın görüşecekler.

Özel, görüşmenin TBMM’de veya AK Parti Genel Merkezi’nde yapılmasını tercih edeceğini açıklamıştı. Görüşmenin Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılacağı konuşulmuştu ancak dün akşam saatlerinde görüşmenin AK Parti Genel Merkezinde olacağı açıklandı. Bu karar Erdoğan'ın taleplerine duyarlı davrandığını gösteriyor.

Özel, görüşmenin yerini sorun etmeyeceğini, görüşmenin içeriğinin önemli olduğunu, bu nedenle Saray’a da gidebileceğini de daha önce açıklamıştı.

Erdoğan’ın gündeminde “yeni anayasa” var. Yeni anayasa konusunu Özel’e açacağını ve CHP’den de destek bekleyeceğini söylemişti.

Özel’in gündemi ise farklı.

Özel’in gündeminde CHP’li belediyelerin iktidar tarafından engellenmesi, Cumhurbaşkanın imzasını bekleyen projeler, ekonomik kriz, emeklilerin maaş artışı beklentisi, milletvekili seçilen ancak serbest bırakılmayan Can Atalay’ın ve Gezi Parkı tutuklularının durumu, atanamayan öğretmenler, söz verildiği halde kaldırılmayan mülakat uygulaması. Yargı başta olmak üzere devlet kurumlarının tarikatlar tarafından parsellenmiş olması gibi konular var.

Özel, yeni anayasayı konuşmak üzere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kendisini ziyaretinden sonra yaptığı açıklamada da halkın gündeminde yeni anayasa olmadığını şu sözlerle ifade etti:

“Bugün insanların yoksulluk, açlık, işsizlik, güvencesizlik gibi üst düzeyde beklentileri varken yeni bir anayasa beklentisi toplumun taleplerinin neresindedir, onu bir tartmak lazım.”

Özel, ağır sorunlar karşısında halkın gündeminde yeni bir anayasa olmadığı mesajını bu sözlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da söylemiş oldu.

Yarın yapacağı görüşmede aynı görüşlerini Erdoğan’a yüz yüze de söyleyeceği açık.

Bu tabloda, yarın gerçekleşecek zirvede Özel’in, Erdoğan’ın önereceği yeni anayasaya destek vermeyeceği çok belli.

CHP’nin görüşmeye değer bulacağı ancak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine son veren, parlamenter sisteme geçilmesini öngören, gerçekten demokratik bir anayasa veya anayasa değişikliği olabilir.

Erdoğan’ın da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini koruyan bir anayasa veya anayasa değişikliğine Özel ve CHP’den destek beklediği söylenemez.

Ancak iktidar, zirvede bu konunun gündeme gelmesini ve halkın gerçek gündemini oluşturan başta geçim sorunu olmak üzere; ağır ekonomik kriz, emeklilerin beklentisi, iktidarın yerel seçim yenilgisi gibi konuları gölgeleyerek gündemin değişmesini bekleyecektir.

İktidar cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine parlamenter sisteme geçişi önermedikçe ne önerirse önersin CHP “yetmez ama evet”çi bir konuma düşmemelidir.

Özel ve CHP’nin yapması gereken halkın gerçek sorunlarını gündemde tutmak ve iktidardan hesap sormaktır.

Anayasa’yı işine geldiğinde uygulayan, işine gelmediğinde uygulamayan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını baskılayan, kişi hak ve özgürlüklerini hiçe sayan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamayan bir iktidarla, bu sistemi daha güçlendirecek, Erdoğan’ın dördüncü kez seçilmesine olanak sağlayacak bir anayasa görüşmesi yürütmek zaman kaybıdır.

İktidarın, gündemi değiştirme, halkın temel sorunlarını gölgeleme ve geri plana itme çabasına katkı vermektir.

Şurası çok açık ki gerek Erdoğan’ın Özel’le görüşmesi, gerekse TBMM Başkanı Kurtulmuş’un siyasi parti liderlerini ziyaretinin amacı iktidarın gündemi değiştirmesidir.

Yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan CHP’nin, iktidarın istediği gibi gündem oluşturmasına engel olması, gerçek sorunları gündemleştirmeyi başarması gerekir.

Anayasaya uymayan bir iktidarla sonuçsuz kalacak bir anayasa tartışmasını gündeminden düşürmesi gerekir.

President and AK Party Chairman Tayyip Erdoğan and CHP Chairman Özgür Özel will meet tomorrow.

Özel had announced that he would prefer the meeting to be held in the Turkish Grand National Assembly or the AK Party Headquarters. It was rumored that the meeting would be held at the Presidential Palace in Beştepe, but it was announced yesterday evening that the meeting would be held at the AK Party Headquarters. This decision shows that Erdoğan is sensitive to their demands.

Özel had previously stated that he would not mind the location of the meeting, the content of the meeting was important, and therefore he could go to the Palace.

Erdoğan has a "new constitution" on his agenda. He said that he would raise the issue of the new constitution with Özel and expect support from the CHP.

Özel's agenda is different.

Özel's agenda includes the blocking of CHP municipalities by the government, projects awaiting the signature of the President, the economic crisis, the expectation of salary increases for retirees, the situation of Can Atalay, who was elected as a member of parliament but not released, and the Gezi Park detainees, teachers who could not be appointed, and the interview practice that was not abolished even though it was promised. There are issues such as the parceling of state institutions, especially the judiciary, by sects.

In his statement after the visit of the Speaker of the Grand National Assembly of Turkey, Numan Kurtulmuş, to discuss the new constitution, Özel stated that the new constitution was not on the people's agenda with the following words:

"Today, while people have high-level expectations such as poverty, hunger, unemployment and insecurity, it is necessary to weigh where the expectation of a new constitution lies in society's demands."

With these words, Özel conveyed the message to President Erdoğan that a new constitution was not on the people's agenda in the face of serious problems.

It is clear that he will express the same views to Erdoğan face to face during his meeting tomorrow.

In this picture, it is very obvious that Özel will not support the new constitution that Erdogan will propose at the summit to be held tomorrow.

There may be a truly democratic constitution or constitutional amendment that puts an end to the presidential government system and introduces a parliamentary system, which the CHP would find worth discussing.

It cannot be said that Erdoğan expects support from Özel and CHP for a constitution or constitutional amendment that preserves the presidential system of government.

However, the government wanted this issue to be brought to the agenda at the summit and the real agenda of the people, especially the livelihood problem; It will wait for the agenda to change by overshadowing issues such as the severe economic crisis, the expectations of retirees, and the government's defeat in local elections.

Unless the government proposes a transition to the parliamentary system instead of the presidential system of government, CHP should not fall into a "not enough, but yes" position, no matter what it proposes.

What Private and CHP need to do is to keep the real problems of the people on the agenda and hold the government to account.

Conducting a constitutional negotiation that will strengthen this system and allow Erdoğan to be elected for the fourth time, with a government that implements the Constitution when it suits it and does not apply it when it does not suit it, suppresses the impartiality and independence of the judiciary, disregards individual rights and freedoms, and does not implement the decisions of the Constitutional Court and the ECHR. It is a waste of time.

It is to contribute to the government's efforts to change the agenda, overshadow and push the people's basic problems into the background.

It is clear that the purpose of both Erdoğan's meeting with Özel and the visit of the Speaker of the Turkish Grand National Assembly Kurtulmuş to the political party leaders is for the government to change the agenda.

CHP, which emerged as the first party in the local elections, must prevent the government from creating the agenda as it wishes and must succeed in putting real problems on the agenda.

A constitutional debate that would be inconclusive with a government that does not comply with the constitution should be removed from its agenda.