Mangal

İstanbul'da kamuya açık bir parkta İBB'nin çevresinde önlem almadan kazdığı içi su dolu çukura düşen 5 yaşındaki Edanur Gezer hayatını kaybetti.

Belediye CHP'de, ölen de zengin bir ailenin çocuğu olmadığı için duyarlı kamuoyumuzda, medyamızda, ünlülerimiz arasında herhangi empati emaresi gözlenmiyor.

Ne var ki burada sorunumuz kafalarını kuma gömenlerden, havaya bakıp ıslık çalanlardan, fondaşlıktan, yandaşlıktan, mahalle baskısından ibaret değil. Tüm bunları bir yere kadar makul görebiliriz.

Zira herkes cesur olmak zorunda değil. Hakkaniyetten falan zaten geçtik.

Ama eğer bir arada yaşıyorsak birbirimizden beklentimizin asgari insanlık olması da lüks değil.

Bu kadar hukukumuz yok mu?

 

Mesela, Edanur'un ardından, muhalefetin bel altı medyası olan EkşiÇöplük'te yer alan yorumlar...

Zaten her yerde haber olduğu, çöplükten yayılan koku atmosferimizi fazlasıyla zehirlediği için Edanur'un ailesine edilen küfürleri, etnik kimliklerine yapılan göndermeleri burada sıralamak istemiyorum.

Sadece, kuyuya düşüp ölen 5 yaşında bir çocuğun ardından nasıl olup da kurulabildiğine hayret ettiğim şu cümleyi alıntılamakla yetineceğim:

"Mangal yapmasaydınız çocuğunuz ölmezdi. Böyle bir denklem!"

Üzerine konuşmaya, analiz yapmaya, bir şey söylemeye gerek var mı?

Kendinizi "Klavye başında yaşayan bir avuç zombi bunlar; geneli, bizi temsil etmiyorlar" diye teselli mi arıyorsunuz?

Peki, ya bu iğrenç mangal denklemini ilk kuranın temsilcileriniz olduğunu söylesem.

Zira çöplüklerde tüneyenler bu aklı, bir ay önce şehrimizin başına seçtiğimiz belediyenin olayla ilgili şu açıklamasından aldılar:

"...16.05'te bir ailenin park içerisinde çalışma yapılan alana yakın bir noktada, mangal yakıp piknik yaptığı tespit edildi. Parktaki güvenlik görevlileri aileyi uyardı. Uyarıya aldırış etmeyen aile pikniğe devam etti. Güvenlik görevlileri yetersiz kalınca İBB Zabıta ekiplerine haber verildi. Zabıta ekipleri ihbar üzerine parka geldi. Parkta ateş yakmanın yasak olduğunu aileye ileten zabıta, pikniğin sonlandırılmasını istedi. O sırada 5 yaşındaki kız çocuklarının kayıp olduğunu fark eden aile, zabıtadan yardım istedi..."

Utanç verici.

***

TİKTOK NESLİ

23 Nisan Bayramı'nın üzerinden bir hafta geçti ama kutlamalar hâlâ gündemimizde.

Ulusal Egemenlik Bayramı'nda çocukların, kara para aklama suçlamasıyla gözaltına alınan maymunların şarkılarıyla dans ettirildiğine bile şahit olduk.

Dün de Tokat'ta 23 Nisan'da bir ilkokulda düzenlenen programda erkek öğrencilerin etek giyip peçe takarak oynatılması konuşuluyordu. Konuyla ilgili okul yönetimi ve programı düzenleyen öğretmenler hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından idari soruşturma başlatılmış.

Kitsch'lik, bayağılık artık ne derseniz deyin bu kepazeliklerin yaygınlaşmasını yalnızca Tiktok neslinin beğenileriyle izah etmek mümkün mü?

Suçu çocuklara atmak bu işin kolayı.

Öyle ya, sosyal medyada Selahattin Demirtaş resmi paylaşan velilere ders vermek için 23 Nisan'da çocuklarına Atatürk baskılı tişört giydirdiğini Instagram hesabından ilan edip "takipçi kasan" öğretmenleri ne yapacağız?

Onlar neyin nesli?

Çocuklar, çocuk bayramı, sosyal medyadaki ağız dalaşlarının mezesi mi?

ABD, İngiltere, Kanada, İsveç kamuda Tiktok vb. sosyal medya uygulamalarının kullanımını toplum yapısına zarar verdiği için sınırlandırırken, bizim benzer tedbirleri tartışmamız neden gericilik olarak yaftalanıyor?

***

ÖĞRETMENLİK BU, BORUDEĞİL

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen atamalarından önce adayların Milli Eğitim Akademisi'nde 550 saati bulan eğitime alınacağını açıkladı. KPSS puanıyla alınacak adaylar akademide başarılı olursa sözleşmeli olarak atanacaklar. 3 yıl çalıştıktan sonra da kadroya geçecekler.

Bakanın şeffaflık şartlarını en ince ayrıntısına kadar sıraladığı mülakat önerisi de dâhil yerinde adımlar.

Öğretmenlikten bahsediyoruz. Herkes öğretmen olamaz, olmamalı.

Oy baskısıyla, siyasi tehditle, son tercih olarak sığınılan bir meslek haline getirilen öğretmenliğe eski itibarını kazandırmamız şart.

***

1 MAYIS'TA GÖZLER GECE KULÜBÜNDE

1 Mayıs'ta, 1977 yılındaki olaylarda ölen 28 kişiyi anmak için Kazancı Yokuşu'na karanfil bırakmak bir gelenek.

Bugün, birkaç hafta önce Gayrettepe'de bir gece kulübündeyanarak ölen 29 işçi için karanfil bırakan çıkacak mı bakalım? İzliyoruz.